6 Ocak 2015 Salı 12:32

              

Sayın Ahmet Buzrul, kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1963 Bingöl merkez doğumluyum, evliyim ve 2 çocuk babasıyım. Çiftçilikle uğraşıyorum.

AKUT ile ilişkiniz nasıl başladı, nasıl ekip lideri olarak seçildiniz?

2002 yılında rahmetle andığımız Veysel Aksoy arkadaşımızla tanıştıktan sonra AKUT ile de tanışmış oldum. Veysel Aksoy, Bingöl’de bir ekip kurmaya karar vermiş ve kadroyu oluşturma aşamasında eş dosta Bingöl’ün ve yakın çevrenin coğrafi yapısını bilen, sosyal sorumluluk projelerinde yer almak isteyecek gönüllülere ihtiyacı olduğunu söylemiş. Ortak arkadaşlarımız aracılığı ile kendisi ile dolayısıyla da AKUT ile tanışma şansım oldu. AKUT’u zaten biliyordum ve çalışmalarına saygı duyuyordum, Veysel’in teklifine hiç düşünmeden “evet” dedim. Böylelikle ilk adımı atmış oldum. Zaman içinde sayısız eğitim aldık ve operasyonel kabiliyete eriştik. Eylül 2012 yılından itibaren de bir evvelki ekip liderimiz Ahmet Ateş’in iş yoğunluğu nedeniyle görevi devretmek istemesi sonucu, YK tarafından AKUT Bingöl’e ekip lideri olarak atandım. Ekip liderliğinin yanı sıra 6 yıldır operasyon ekibinin sorumlusuyum. 

Bölgenizdeki AKUT ekibinin tarihçesi ve kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz?

AKUT Bingöl, 2002 yılında, AKUT’un İstanbul dışındaki 4. ekibi olarak, Veysel Aksoy liderliğinde, birbirini ilk başta hiç tanımayan 7 kişi tarafından kuruldu. Çok kısa zaman sonra kardeşten daha yakın olduğumuzu söyleyebilirim. Şu an AKUT Bingöl ekibinde 3’ü bayan 22 gönüllümüz mevcut. Bu 22 kişinin 15’i, olası bir arama kurtarma ihtiyacında 7/24 görevlendirilebilecek operasyonel yeterliliğe sahiptir. Bu 15 arkadaşımız, Kentsel Arama Kurtarma dediğimiz enkaz çalışmasında 1-2-3 ve İleri Seviye etaplarını başarıyla tamamlamış, fiziksel ve ruhsal performansı ile motivasyonu son derece yüksek, ekip ruhuyla hareket edebilen, yüksek şiddetteki depremlerde çalışmış, tecrübeli ve donanımlı gönüllülerimizdir. 1 adet arazi aracımız, 2 adet kar üstü motor diye tabir edebileceğimiz paletli aracımız mevcut. Teknik malzeme olarak ise; boğulma vakalarında, karlı arazide, çığ ve trafik kazalarına müdahale edebilmemizi sağlayan 1,5 tonluk teknik ekipmana sahibiz. 2 dönüm bahçeli bir arsa üzerinde faaliyet gösteren idare binamız ve içerisinde 1 adet 40 kişilik dersliğimiz, kapalı garajımız, teknik eğitimler için 1 adet çelik konteynerimiz mevcut. Ekibimiz kendisine 1 hafta yetecek kuru gıda ile bütün bunları organize edecek 7 kişilik lojistik destek ekibine de sahiptir.

İl merkezli bir afet olursa, gelen kurtarma ekipleri nasıl organize edilecek, nerelerde konaklayacaklar? 

AKUT Bingöl merkez idare binamız 180 m2  olup banyo, tuvalet, mutfak, yatakhane,  derslik ve 2 dönümlük bahçesi olan, bünyesinde 100 kişiyi rahatlıkla barındırabilecek bir yapıya sahiptir. Gelen ekipler bahçede lojistik çadırları kurabilir, zorunlu ihtiyaçlarını ise merkez binamızda karşılayabilirler. Ancak tabii ki olayın boyutuna, merkeze olan mesafesine vs. göre değişkenlik gösterebilecek konular bunlar.  

Uluslararası standartlara göre bir arama kurtarma ekibi kendi iaşe'sini (yeme-içme ve konaklama) sağlayabilir olmalıdır. Deprem konusunda da artık tecrübeli bir ülke sayılabileceğimizden, bu konuda eksiği olan pek fazla ekip bulunduğunu düşünmüyorum. En azından AKUT’un böyle bir eksiği yok.

Uluslararası standartlar konusunu biraz açabilir misiniz?

Elbette… AKUT, Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bulunan Arama Kurtarma Danışmanlık Grubu INSARAG’ın üyesidir. INSARAG, bir arama kurtarma grubunun tüm dünyada uluslararası standartlara uygun arama kurtarma yapıp yapamayacağını tespit eden bir danışma kuruludur. Arama Kurtarma ile ilgilenen ekipler, INSARAG’ın hayli ağır geçen sınavlarına girerler ve yeterlilik derecelerini ortaya koyarlar. INSARAG standartlarına göre “Ağır Arama Kurtarma Ekibi” (Heavy) ve “Orta Ölçekli Arama-Kurtarma Ekibi” (Medium) olmak üzere gerçekleşen sınıflandırma içerisinde AKUT, “Sınıflandırılmış Orta Seviye Ekip” grubunda Türkiye’de bu sertifikayı alarak ilk olmuştur. Biz bu sertifikayı 2011 yılında aldık.

Bingöl’de bir AKUT ekibi kurulmasına neden ihtiyaç duyuldu?

Doğu’nun ilkim tipi malum… Burada 6 ay kış var. Köy yolları yoğun kardan dolayı kapanır ve 6 ay sonra açılırdı. Bu nedenle köylerdeki hastaların hastanelere ulaşma imkânı yok denecek durumdaydı. Köy halkı kendi imkânlarıyla geliştirdiği, ilkel çağlardan kalma kızaklarla hastalarını şehre ulaştırmaya çalışırdı. Hal böyle olunca maalesef hastaların çoğu yollarda hayatını kaybediyor, yakınları ise yolda tipiye yakalanıp donma riskiyle karşı karşıya geliyordu. Biz AKUT olarak, hem Bingöl’ün deprem gerçeği hem de bahsettiğim kar kurtarma ihtiyacı nedeniyle burada bir ekip kurduk. Ekibimiz hızlıca eğitimleri tamamladı ve zaman içinde yüzlerce vakada görev yaptı. Biz kar motoru ile Türkiye’de bir ilki başardık ve gönüllü bir kadro ile köylere operasyonlara çıkmaya başladık. Çok şükür ki ölüm oranları yok denecek kadar azaldı. Bizim iki kar motorumuz bir de insan sevgisiyle dolu yüreğimiz var.

AKUT sizin için ne ifade ediyor?

AKUT benim için kutsallığı, beraber hareket etmeyi, ahlâklı olmayı, güvenilir olmayı, dinlerin ve dillerin ayrışmadığı büyük bir aileyi ifade ediyor. Her AKUT ekibini bir ibadethane kadar kutsal buluyorum.

Özellikle ekip lideri, bölüm, birim sorumlusu gibi lider kadroda yer alan gönüllülerin büyük bir özveriyle çalıştığını biliyoruz. Aile, ev, iş, okul, sosyal hayat gibi günlük hayatın kişisel alanları ve sorumluluklarıyla birlikte bütün bunları nasıl başarıyorsunuz, hepsine nasıl yetişiyorsunuz?

Aldığımız eğitimler planlama yetisini de beraberinde getiriyor. Aslına bakarsanız onca eğitime rağmen günlük hayatımız aynı rutinde devam ediyor. Eğitimlerin pek çoğu mesai saatleri dışında yapıldığından kimse işinden geri kalmıyor. Yanı sıra her ekibin acil eylem planı vardır. Burada da görev dağılımı yapılmıştır. Zaten, gönlünüzden gelen kutsal bir görevin getirdikleriyle baş edebilmek çok da zor olmuyor.

Bölgenizin afet ve acil durumlarla ilgili tarihçesi ile coğrafi özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bingöl’ün şehir merkezi ovada kurulmuştur. Deniz seviyesinden 1.177 m. yüksektedir. Bingöl aynı zamanda dağlık bir bölgedir. Bu dağların çoğu 2.000 metreden yüksektir. Topraklarının % 2,5 ovadır. Dağlar ve dolayısıyla kırsal kesim %  83’ü aşar. Yayla ve platoların yüzölçüme oranı % 15’tir. Bingöl yüzölçümü 8.319 km2' dir. Doğu Anadolu’nun Yukarı Fırat bölümünde yer almaktadır. Doğu Anadolu fay hattı ve Kuzey Doğu Anadolu fay hattının birleştiği yerdir ve 1. dereceden deprem bölgesidir. 1949 Karlıova depremi (7.9), 1971 Bingöl depremi (6.8), 2003 Bingöl depremi (6.9) tarihe geçen yüksek hasarlı depremlerdir.
Bingöl’de yazık ki hiç fabrikamız  yok ancak havaalanı ile barajlara sahibiz. Hastanelerden bahsetmem gerekirse, Bingöl’de şu an inşaatı devam eden 200 yataklı bir hastane var. Halen hizmet vermekte olan 2 tane Devlet Hastanemiz ve bir Kadın Doğum Hastanemiz mevcut. Bunların en büyüğü Bingöl Devlet Hastanesi olup 350 yatak kapasitelidir ve bu kurumların tamamının deprem yönetmeliğine uygun yapılar olduğunu söyleyebiliriz. Yine hastane, poliklinik ve tıp merkezi olarak hizmet veren birçok özel hastanemiz de mevcut. Nüfusu 100.000 olan bir iliz. Sanıyorum ki mevcut yapılar ve inşası devam edenler acil durumlarda yeterli olacaktır.

Bölgenizde en çok ne tür operasyonlara çıkıyorsunuz ve ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Yazın boğulma vakaları, kayıp vakaları, kayalıklarda mahsur kalan keçilere yönelik olarak düzenlediğimiz kurtarma operasyonları ve trafik kazaları yoğunlukla yaşanıyor. Kışın ise kar motoru ile hasta kurtarma ve taşıma operasyonlarımız çok sık gerçekleşiyor. Yine çığ vakaları ile karda kurtarma gibi operasyonlara da çok sık gidiyoruz.

Boğulma vakaları nerede gerçekleşiyor?

Murat nehrinde. Murat Nehri, Fırat’ın iki kolundan uzun olanı… 722 km. uzunluğunda. Derinliği çoğunlukla 2-3 m. arası olsa da yer yer 5-8 metreyi bulabiliyor.

Ekibinizin kuruluşundan bugüne kadarki operasyon istatistiklerini paylaşır mısınız?

AKUT Bingöl ekibi olarak bugüne dek 179 operasyon gerçekleştirdik ve bu 179 operasyonun sonucunda 205 insanımızı canlı olarak kurtarma mutluluğuna eriştik. Hayatını kaybetmiş 32 vatandaşımızı bulundukları yerlerden alarak sağlık ekiplerine teslim ettik, 39 hayvanı sağ olarak kurtardık. 

Ayrıca katılımı AKUT genel merkezi tarafından planlanan Van depremi gibi ulusal veya uluslararası arama kurtarma operasyonları kadrosunda aktif olarak yer almaktayız. 

Bir ihbar geldiğinde operasyona çıkma kararını nasıl ve neye göre alıyorsunuz?

Bu kararı etkileyen pek çok faktör var ancak ihbar geldiğinde öncelikle ihbarın doğru olup olmadığını araştırıyoruz. Hemen ardından ne tür bir operasyondur, bölgenin konumu nedir, arazi yapısı nasıldır, olayın evreleri nelerdir, hangi aşamadayız gibi önemli faktörleri öğreniyoruz. Kazazede hakkında bilgi toplamaya çalışıyoruz. Bütün bu bilgileri değerlendirdikten ve mevcut gücümüzü de gözden geçirdikten sonra karar veriyoruz.

Operasyonların başlama, yürütme, bitirme ve sonrasındaki sürecini bizlerle paylaşır mısınız?

Tüm operasyonların başlangıç aşamasını üç safhada değerlendiriyoruz:
1-İhbar safhası: “İhbarı yapan kişi kimdir, yapılan ihbar doğru mudur, ihbarı yapan kişi güvenilir midir, operasyon bölgesi neredir, vakanın türü nedir?” sorularına cevap aranan nokta.  
2-Değerlendirme safhası: İhbarı teyit etmişizdir, ihbar doğrudur. Acil Durum Yönetimi derhal idare binasında toplanır ve bilgi bankası oluşturulur. Burada en ince ayrıntıya kadar hesaplamalar yapılır, ekipman ve personel toparlanmaya başlanır.
3-Müdahale safhası: Tüm hazırlıklar tamamlanmıştır, yola çıkılır.

Yürütmede herkes operasyon liderine bağlı hareket eder. Burada mutlak itaat kuralı uygulanır. Operasyonlarda kabul edilebilir riskle hareket ederiz. Hem kazazedeyi hem kendi yaşamımızı riske atmadan, en hızlı şekilde arama kurtarma faaliyetini sonuçlandırmak için çalışırız. Kazazedeye ulaştıktan ve onu sabitledikten yani güvenli konuma getirdikten sonra, gerekliyse ilkyardım müdahalesinde bulunuruz ve hemen akabinde tahliye işlemine başlarız. Kazazedenin sağlık ekiplerine teslim edilmesinin ardından operasyonu noktalayıp idare binamıza geri döneriz. Operasyon sonları düzenli olarak operasyon kaydı alınmakta olup sonraki süreçte değerlendirme için bir araya geliriz.

Diğer AKUT ekipleriyle ne sıklıkta ve ne tür ortak çalışmalar yapıyorsunuz? Hepiniz aynı yetkinlikte misiniz?

AKUT Eğitim Bölümü tarafından düzenlenen eğitimlere ve bölgelerdeki eğitimlere sürekli olarak katılım göstermekteyiz. Bize yakın olan ekiplerle ortak operasyonlara da ihtiyaç olduğu zaman katılıyoruz, bilgi alışverişinde bulunuyoruz.

Bölgenizde, arama ve kurtarma alanında çalışan başka kurumlar, STK’lar, oluşumlar var mı, varsa acil durumlarda aranızdaki koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

Bulunduğumuz ilde AKUT haricinde arama kurtarma alanında hizmet eden başka STK yok. AFAD ile koordineli çalışıyoruz. Telefon numaralarımız Valilik Kriz Merkezinde, Jandarma’da, 112’de mevcut. Gerekli gördüklerinde yardım çağrısında bulunuyorlar.  

Bölgenizdeki yerel yönetimlerin, özel sektörün, medyanın ve yurttaşların STK’lara, AKUT’a ve gönüllü hizmetlere yaklaşımlarını değerlendirir misiniz? Bölge halkı burada uluslararası standartlarda görev yapan bir arama kurtarma ekibinin bulunmasını nasıl karşılıyor? Kurumlardan yeteri kadar destek alabiliyor musunuz?

Bütün kamu kurum ve kuruluşları ile aramız iyi çünkü biz siyaset üstü bir iş yapıyoruz ve parti, inanç, siyasi ideoloji gibi kavramlara eşit mesafede durup bireyleri insan paydasında birleştiriyoruz. Bunu da dediğiniz gibi uluslararası standartlarda yapıyoruz. Kamu kurumları gibi bölge halkı da bölge basını da bütün bunları biliyor. 12 yıllık deneyim ve bilgi birikiminden sonra çalışmalarımızı saygı ve sevgiyle destekliyorlar. Özellikle Basın ve yöre halkının ilgisi ifade edilmeyecek kadar büyük. Bizim buralarda AKUT kimliği ile sofrasına konuk olamayacağımız hiçbir hane yok diyebilirim… Sanırım bu, bakış açılarını anlatmak için yeterli.

Sıkıntı yaşadığımız nokta bağış noktası. Doğu’da zaten ekonomik sıkıntılar had safhada. Dolayısıyla halktan değil, yetkililerden destek bekliyoruz. Ayrıca bunu sadece Bingöllü yetkililerden değil, çevre illerdeki yöneticilerden de bekliyoruz çünkü Siirt’e, Şanlıurfa’ya, Van’a, Şırnak’a, Iğdır’a, Ağrı’ya da operasyona gidiyoruz. Tamamı gönüllü bir kadroyla destek veren bir STK’yız ve arama kurtarma yapabilmemizi sağlayan malzemelerin maliyeti çok yüksek. Biz bunların vergisini bile ödeyen bir STK’yız. “Ne kadar bağış, o kadar can” noktasına taşımak istemem ama bir gerçeklik payı da yok değil. Bizim şu an 1 değil 5 aracımız olsa, 1 değil 5 farklı bölgeye aynı anda ulaşabiliriz… Özellikle Bingöl Belediyesinden desteklerini beklerim.  

Bölgenizdeki AKUT yapılanmasıyla ilgili kısa ve uzun dönemli hedeflerinizi bizle paylaşır mısınız?

Kısa vadede ufak tefek eksiklerimizi tamamlamak uzun vadede daha büyük projelerle AKUT Bingöl’ü Doğu Anadolu’nun Arama-Kurtarma üssü haline getirmek hedefindeyiz. Yine bir diğer hedefimiz,  Türkiye çapında hizmet veren bir AKUT Kar Motorları Eğitim Merkezi kurabilmek.

Bölgenizde AKUT’un bu tür diğer kurumsal yapılanmalarıyla ne tür projeler gerçekleştiriyorsunuz?

Bingöl Üniversitesinin “AKUT Öğrenci Topluluğu” oluşumuna katılmak için müracaatı var, şu an için değerlendiriyoruz.

Ekibinizde eksikleriniz, ihtiyaçlarınız nelerdir, AKUT’a katkıda bulunmak isteyen okuyucularımıza ne mesajlar vermek istersiniz?

Ekibimizde teknik ekipman yönünden en acil eksiğimiz sismik ve akustik dinleme cihazları. Ortalama fiyatı 25.000 TL civarında. Yine enkazda kullanmak üzere mekanik iç tahkimat setine ihtiyacımız var. Kolonları sabitlemek, yol açmak, güvenli alan oluşturmak için kullanılacak, yüksek tonajlara dayanıklı, özel üretim malzemeler. Bunun dışında ufak tefek eksiklerimiz de var.

Gençleri zararlı ve faydasız alışkanlıklardan uzak tutmak ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için STK’lara katılımın ve gönüllülüğü teşvik etmenin önemi ve olumlu etkisi biliniyor. Bir AKUT ekip lideri olarak bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmanın en iyi yollarından biri, boş zamanlarını faydalı şeylerle doldurmalarını sağlamak ve onları iyiye, doğruya yöneltmek… Bu noktada STK’ların rolü çok önemli. Aileler çocuklarını gönül rahatlığı ile gönderebilirler. Biz yani STK yöneticileri de gençleri aramıza almalı, boş vakitleri ve enerjilerini faydaya dönüştürmelerine imkân yaratmalıyız. Onlara sporun, sağlıklı yaşamanın, birlikte hareket edebilmenin önemini anlatabilmeliyiz.

Biz AKUT Bingöl ekibi olarak geçen yıllarda Bingöl Emniyet Müdürlüğü ile beraber Cuma günleri camilerde uyuşturucunun zararları üzerine konferanslar verdik. Bu çalışmalar sonucu 30’a yakın gencimizle konuşup uyuşturucunun zararlarını anlatarak tedavilerine zemin hazırladık ve onları topluma yeniden kazandırdık. Benzer çalışmalar oldukça yetkililerle istişarelerimiz devam ediyor.

Hoşlanmadığınız bir operasyon türü var mıdır?

“Keşke hiç kaza olmasa bizde operasyona çıkmasak” deriz bizler hep, ancak güvenli yaşam kültürü oluşmadığı sürece kazalar ve yaralanmalar, depremlerde yıkılacak binalar, köylerde kapanacak yollar olacaktır.  Biz de bu noktada gücümüz yettiği sürece görev başında olacağız. Hoşlanmasak da… Ancak özellikle belirtmem gerekirse, içinde çocukların olduğu operasyonlara çıkmak beni her zaman çok üzmüştür.

Üzülmekten bahsetmişken, bu duyguyla operasyonda nasıl başa çıkıyorsunuz?

Neticede bizde insanız ama işimizle duygusallığı o an birbirine karıştırmıyoruz. Bu bize zaman kaybettirip hata yaptırır. Sonra üzülebileceğimiz zamanımız nasılsa olacak…  O an hızlıca kazazedeyi güvenli noktaya taşımaktan başka şeye odaklanmayız. Bu sanırım aldığımız psikolojik eğitimlerin bir yansıması.

Dağcı olmadan dağ arama kurtarma operasyon personeli olunur mu?

Dağcı olabilirsiniz de olmayabilirsiniz de ancak dağda arama kurtarma yapmanız için ayrı eğitim almanız lazım. Dağcı olmak  ayrı bir eğitim gerektirir, dağda arama kurtarma yapmak farklı bir eğitim. İkisi pekiştiğinde ise ortaya güzel şeyler çıkar. Şöyle düşünün; pek çok dağcı bir yerde mahsur kaldığında yahut kaybolduğunda, onu başka dağcılar değil, Dağ Arama Kurtarma personeli olan kişiler kurtarıyor. Bu kurtarma personelinin birçoğunun asıl mesleği dağcılık değil… Yani dolayısıyla sorunuzun cevabı; evet, olunur.  


Sizi çok etkileyen bir veya birkaç operasyonunuzu, anılarınızı bizle paylaşır mısınız?

Aslında her operasyonun gönlümüzde ayrı bir yeri var ancak özellikle iki tanesini hiçbir zaman unutmuyorum. İlkini 2003 yılında, Bingöl depreminde Korkmaz apartmanında yaşadım. Vatandaşın biri “buradan ses geliyor” diye bağırınca sismik dinleme cihazlarıyla hemen oraya koştuk. Enkazın altından biri “benim adım Sıddık” diye, yukarıdaki vatandaşa sesleniyordu. Derhal çalışmaya başladık. Bir süre sonra, kırıcılarla açtığımız delik sayesinde içeriye girmeyi başardım. Sıddık gardırobun oluşturduğu yaşam üçgeni sayesinde hayata tutunmuştu ancak bacağı kırık olduğundan hareket edemiyordu. Sıddık’a ulaşmaya çalışırken, ona “seni buradan kurtaracağım ancak söz ver, çıkınca bana 1 litre kola alacaksın?” dedim. Sıddık ve ben onun kurtarılmasına odaklıyken bir mucize oldu ve biraz ileriden ıhlayan bir insan sesi geldi. Sanıyorum o ana dek uyuyor olmalıydı. Fenerle tüm enkazı taradım, bir molozun yanında küçük, kırmızı bir şeyin oynadığını fark ettim. Dikkatli bakınca gördüğüm şeyin bir bebeğin dili olduğunu fark ettim. O an kesinlikle bir mucizeydi. Sıddık’ın biraz daha bekleyebileceğini sorularıma verdiği cevaplarla teyit ederek bebeğe yöneldim ve önce oğlunu, sonra Sıddık'ı dışarıya çıkarttım. Sıddık yukarıya uzatıldığında vatandaşlar alkışlar, ıslıklarla kendisini karşılamıştı. O “bir dakika, bir şey söyleyeceğim…” dedi ve aşağıya doğru baktı. Tahminimce kelimeler boğazına düğümlenmişti, göz göze geldik, söylemek istediklerini söyleyemedi ve sağlık ekipleri kendisini hızlıca ambulansa aldı… Onu hep o son bakışıyla hatırladım. İçinde pek çok güzel sözcük olan bir cümleyi söylemek istediğini anlatan bakışıyla…

Bir diğer anım Çalıkağıl Operasyonu. Yer Bingöl Yayladere ilçesi, Çalıkağıl Köyü. 65-70 yaşlarındaki Hüseyin amca kısmi felç geçirmiş ve yine kardan dolayı yol kapalı. İhbarı veren kişi dönemin Yayladere Kaymakamı. Tüm değerlendirmeleri yaptık, kar motorunu hazırladık ve 6 kişilik ekiple yola çıktık.  Giderken yol çok kötü değildi ve 1,5 saat sonra da Yayladere’ye vardık. Ancak hava birden kapandı ve şiddetli tipi başladı. Gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra, Alay Komutanı bize bir tane telsiz ve uydu telefonu hazırladı. Köyden yöreyi çok iyi bilen bir kılavuz da bizimle birlikte gelecekti. Yalnız yerdeki karın kurumasını beklememiz, dolayısı ile gece yola çıkmamız gerekiyordu. Biz hazırlıklarımızı yaparken köydeki yetkililer operasyonu iptal etmemi, ekibimin de hayatını riske atacağımı söylediler. Ben hastayı bu şekilde bırakamayacağımızı söylediğimde ise bizimle dalga geçtiler. Öyle ki hakarete varan kelimelerdi. Ancak bu bizi yıldırmadı. Civarda yaya olarak dolaşarak yolu test ettik. Yağan karın araç geçişini imkânsız kıldığı ortadaydı. Bir tarafı dağ, diğer tarafı uçurum olan ve buz tutmuş, bir aracın geçemeyeceği kadar dar ve engebeli bir yol düşünün. Hava eksi yirmilerde ve gece… Saat sabah 5’te kar motorunun sol yanına bağladığımız kızakla yola çıktım. Yanıma sadece kılavuzluk edecek kişiyi ve amcayı almıştım. Bir motosikletin geçebileceği kadar dar ve buz tutmuş bir alanda, zaman zaman önümüzdeki karları kırıp tünel kazarak, zaman zaman aracı halatlarla çekerek 14 km. boyunca ilerledim. Yol boyunca sadece uçuruma düşmekten değil 6 çığdan da kurtulduk. Hayatımın en zor operasyonu ve en zor anıydı. Dönüşümüz toplamda 8 saat sürdü. Kaymakam kalabalığın en önünde bizi alkışlarken amca uyuyordu ve yüzünden zorlu bir gece geçirdiği ancak o an mutlu olduğu anlaşılıyordu.

Yine 21.11.2011 günü 22 kişilik ekiple eğitimdeydik. Bingöl Valisi tarafından arandık. Erciş’te büyük bir depremin olduğunu ve hasarın yüksek olduğu öğrendik. Valilik AKUT Bingöl ekibinden acil yardım talebinde bulunmuştu. Derhal toparlandık ve merkeze hareket ettik. Hızlıca durum değerlendirmesi yaptık ve depremle ilgili teknik ekipmanımızı yükleyip 4,5 saatte Erciş’e ulaştık. Biz Erciş’e vardığımızda devletin tek bir kurumu henüz ortada yoktu. Ekibi 4 gruba bölerek çalışmaya başladık. Yani dolayısıyla Erciş’e elini ilk uzatan kurumdur AKUT.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Devletin desteğini hem bölge olarak, hem AKUT olarak görmek isteriz. Bu çalışma için ekibimiz adına teşekkürlerimi sunarım.
 

AKUT Bingöl Ekip Lideri Ahmet Buzrul
AKUT Basın İlişkileri Birimi
 



 


DESTEK VERENLER