6 Kasım 2014 Perşembe 19:14

Sizi tanıyabilir miyiz? 

İsmim Mete Kızıl. 1974 yılı Eskişehir doğumluyum. Meslek Lisesi Torna-Tesviye mezunuyum. Evliyim ve 2 çocuk babasıyım. 17 yıldır Şişecam AŞ.’de Makine Operatörü olarak çalışıyorum. 5 yıldır AKUT gönüllüsüyüm, 6 aydır AKUT Eskişehir’in ekip lideriyim.

AKUT ile ilişkiniz nasıl başladı, nasıl ekip lideri seçildiniz?

AKUT’u 1999 Marmara depremindeki çalışmalarından dolayı zaten tanıyor ve hayranlıkla takip ediyordum. AKUT ile tanışmam ise çalıştığım işyeri vasıtasıyla gerçekleşti.  Biliyorsunuz, AKUT kurumlara iş sağlığı ve güvenliği gibi, afet bilinçlendirme gibi eğitimler vermektedir. Bizim işyerimiz de 2008-2009 yıllarından benzer bir eğitim almıştı. AKUT eğitmenleri ile geçirdiğimiz birkaç günün sonunda “Ben de onlarla olmalıyım” diye düşündüm. Birkaç ay sonra da AKUT Eskişehir ekibi kuruldu zaten. O günden beri AKUT gönüllüsüyüm, 6 aydır da Ekip Lideri olarak göre yapmaktayım.  

Bölgenizdeki AKUT ekibinin tarihçesi ve kapasitesi hakkında bilgi verir misiniz?

AKUT Eskişehir ekibi 09/09/2009 yılında oluşumuna resmen başlamış, 1 yıl süren kurulum çalışmalarının ardından 09/10/2010 yılında faaliyete geçmiştir. AKUT Eskişehir ekibi bünyesinde halen 60 kişilik gönüllü kadromuz mevcuttur. Bu arkadaşlarımızın 35’i operasyoneldir.

Yaş ortalamamız 28’dir. Bu ortalama, gelmesini planladığımız bir grup liseli arkadaşımız vasıtasıyla daha aşağılara inecektir. Ekibimizde bizi bir arada tutan en önemli faktör güven... Bizler operasyonda canını arkadaşına emanet eden insanlarız. Birbirimize güven, saygı ve sevgiyle bağlıyız. Büyük bir aileyiz.

Ekibimizde yürüme engeli olan bir arkadaşımız var. Aktif olarak görev yapıyor. AKUT dendiği zaman iplerle kayalıklardan inen güçlü kollarıyla genç erkekler akla geliyor olabilir. Fakat işin aslı çok daha farklı… Fiziksel durum aradığımız ilk kriter değil. AKUT büyük bir kurum ve birçok alanda desteğe ihtiyacımız var. Herkesin yapacağı bir iş mutlaka var.

AKUT sizin için ne ifade ediyor?

AKUT, birçok insanın içinde saklı tuttuğu merhamet, yardım etme güdüsü, vicdan gibi duyguları özgürce değerlendirebileceği bir oluşum. Gündelik hayatın koşturmalarından sıyrılıp kendi ruhumuzu besleyebileceğimiz bir alan. Ülkenin de en güvenilir STK’larının başında. Tüm bu güven ve sevgiyi insan hayatına verdiği karşılıksız emek ile sağladığını düşünüyorum.   

Özellikle ekip lideri, bölüm yahut birim sorumlusu gibi lider kadrolarda yer alan gönüllülerin büyük bir özveriyle çalıştığını, iş ve özel hayatlarından maddi, manevi büyük fedakârlıklarda bulunduğunu biliyoruz. Aile, ev, iş, okul, sosyal hayat gibi günlük hayatın kişisel alanları ve sorumluluklarıyla birlikte bütün bunları nasıl başarıyorsunuz, hepsine nasıl yetişiyorsunuz?

AKUT Eskişehir 2010 yılında resmen faaliyete geçtiğinden beri ekipteyim. Ekip lideri olarak ise 6 aydır görev yapmaktayım. Ekip lideri olmadan evvel de operasyonel olduğumuz için çok fazla eğitim aldık. Gönüllülük esasıyla yürüyen bir STK olduğumuz yani bu işten hiçbir şekilde para kazanmadığımız için hepimizin çalıştığımız birer işimiz var… Dolayısıyla eğitimi verecek olanlar da, alacak olanlar da bu çalışmaların mesai saatleri dışında ve özellikle hafta sonları olmasına dikkat ederler. Yani AKUT iş yaşamımıza mani olmuyor.

Ekip Lideri olarak görevlendirildikten sonra, derneğe ayırdığım zamanda bir artış oldu elbette ancak ailem buna zaman içinde zaten alışmıştı. AKUT’un çalışmalarının öneminin farkındalar. Benim AKUT ailesi içinde ne kadar mutlu olduğumun da… Bu nedenle ailem bunun sıkıntısını yaratmıyor. Ben de dernekteki arkadaşlarla gerçekleştirdiğimiz piknik, doğa yürüyüşü gibi etkinliklere eşimi ve çocuklarımı da götürerek hem ailem ile hem dernekle bir arada olabiliyorum.

Bölgenizin fiziki ve beşerî özellikleri ile acil durumlarla ilgili tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Eskişehir, İç Anadolu Bölgesinin kuzey batısında yer alan bir ildir. 14.000 km 2 alana ve 800.000 nüfusa sahiptir. Şehir merkezi ile beraber 14 ilçemiz bulunuyor. Eskişehir; Sakarya ve Porsuk Havzalarındaki düzlüklerden ve bu düzlükleri çevreleyen Bozdağ, Emirdağ ve Türkmendağı’ndan oluşur. Yine en önemli nehirlerimiz Sakarya ve Porsuk’tur. Sakarya çayı üzerinde Gökçekaya Barajımız, Porsuk Çayı üzerinde Porsuk Barajımız bulunur.

İlimizin deprem tarihine bakacak olursak; 1901, 1905, 1928, 1948, 1956 ve 1961 yıllarında 5-6 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir. Yine ilimiz sınırlarında meydana gelen felaketlerden en büyüğü 5 Mart 1950’de Porsuk Çayının taşmasıyla meydana gelmiştir. Bu sel sonucu 6 kişi boğulmuş, 2.500 ev sular altında kalmış ve 50.000 kişi evsiz kalmıştır.

Eskişehir, Osmangazi ve Anadolu Üniversitelerine ev sahipliği yaptığından, tam bir üniversite şehridir. Öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşmuş pek çok kültürel aktivite, zaman içinde Eskişehir halkının da yoğun ilgisiyle karşılaşmış ve bu etkileşim nedeniyle yerleşik halkta da sosyal ve kültürel alanda ciddi bir gelişim gözlenmiştir. Tarih boyunca pek çok sanatkârın yetiştiği Eskişehir, 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkentliği unvanlarını taşımaktadır. Tarih boyunca Frigya, Bizans, Anadolu Selçuklu, Osmanlı Devletlerine ev sahipliği yapmıştır. 

Yine ilimiz, ülkede işlenebilir lületaşı çıkartan tek ildir. TSK Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 1. Hava İkmal Komutanlığı ve 1. Hava Taktik Komutanlığı ilimiz sınırlarındadır.  Hem askerî hem sivil 2 adet hava alanımız bulunmaktadır.

Karasal iklimin yaşandığı Eskişehir, ortalama 3-4 ay yazı yaşar. İl sınırlarımızın % 22’si dağlardan, % 23’ü ovalardan oluşur. Geri kalan alanda şehirleşmenin gözlendiği Eskişehir’in % 25’i ormanlık alandır.

Bölgenizde en çok ne tür operasyonlara çıkıyorsunuz ve ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Bölgemizde en yoğun olarak katıldığımız operasyonlar doğa aramaları ve hayvan kurtarma. Ancak Kentsel Arama Kurtarma (enkaz) eğitimimiz de tam olup, olası bir deprem anında müdahale edebilecek kapasitede personel ve teknik imkâna sahibiz. Kendi içimizde sık sık bu eğitimleri tekrarlarız. Yine AKUT İstanbul Genel Merkeze bağlı Eğitim Birimi tarafından gerçekleştirilen eğitimlere de tam kadro katılmaya çalışır ve çalışmalarımıza süreklilik esasıyla devam ederiz.

Ekibinizin kuruluşundan bugüne kadarki operasyon istatistiklerini paylaşır mısınız?

AKUT Eskişehir ekibi, kurulduğu 2010 tarihinden bu yana toplam 54 operasyon gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar sonucu 10 bireyi sağ olarak kurtarmayı başarmıştır. Yine 13 canlı hayvanı sağ olarak kurtaran ve hayatını kaybetmiş 8 bireyi de bulundukları yerden alıp sağlık ekiplerine teslim ede AKUT Eskişehir ekibi, AKUT’un misyonuna uygun operasyonlarıyla Eskişehir ve çevresinde de güvenilen ve sevilen bir ekip haline gelmiştir.  

Bir ihbar geldiğinde operasyona çıkma kararını nasıl ve neye göre alıyorsunuz?

Operasyon ihbarı bize genellikle AFAD, Jandarma, Polis gibi devlet yapılanmalarından ulaşıyor. İhbar geldiği anda ilk olarak durum analizi yapmak zorundayız. Operasyonun niteliğini, mevkiini ve durumunu değerlendirdikten sonra mevcut yeteneklerimizi değerlendirip operasyona başlama veya başlamama kararı vermekteyim.

Operasyona başlama, yürütme, bitirme ve sonrasındaki süreci bizle paylaşır mısınız?

Operasyon ihbarı geldiği anda operasyonu gerçekleştirebilip gerçekleştiremeyeceğimiz hakkında arkadaşlarımla görüş alışverişinde bulunmaktayım. Operasyona çıkma kararı alındığı andan itibaren ekip lideri olarak ihbar alınan yer ile iletişime geçmekteyim. Bu iletişimde durum değerlendirmesinin yanı sıra koordinat tespiti de yaparım. Ben bu tarz görüşmeleri sağlarken ekip malzemeleri ve kendini operasyona hazırlar. Tabii ki bunlar çok kısa sürelerde, birkaç dakika içinde gerçekleşen işlemler. Sonrasında hızla olay yerine varır ve son duruma göre operasyona başlarız.

Operasyonlarda bütün gönüllü arkadaşlarımızın verilen kararlara uymaları gerekmektedir. Operasyonlarda temel amacımız ivedi şekilde kazazedeye ulaşmaktır. Bu noktada çok dikkatli olmak zorundayız çünkü herhangi bir arkadaşımızın yapacağı bir hata, kendisini ve ekip arkadaşlarını hatta kazazedeyi bile risk altına alabilir. Bu sebeple bütün gönüllü arkadaşlarım güvenlik kurallarına % 100 uygun olarak hareket ederler.

Operasyonlarda kazazedeye ulaşıldığı andan itibaren güvenli şekilde tahliye işlemi başlar ve güvenli noktaya varıldığında, kazazede jandarma, sağlık kuruluşları gibi görevlilere teslim edilir. Bu noktadan sonra merkeze döneriz. Operasyon sonraları düzenli olarak operasyon kaydı alınmakta olup sonraki süreçte değerlendirme için bir araya geliriz.

Operasyonların duygusal boyutuyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

AKUT Uluslararası düzeyde Arama Kurtarma yapan, INSARAG üyesi bir Arama Kurtarma grubu. Bu standarda erişebilmenin tek yolu iyi arama kurtarma yapmak değil elbette. Biz her tür psikolojik ve teknik eğimlerden geçtikten sonra arama ve kurtarma yapmaya hazır hale geliyoruz. Operasyondayken duygusal davranmamak zorundayız çünkü bu bize zaman kaybettirebilir, hata yaptırabilir… Aldığımız eğitimler sonucu olaya odaklı çalıştığımız için, operasyon anında bu tarz gelgitler yaşamıyoruz. Sonrasında duygusal çöküntüler ebette olabiliyor, o zaman da hızlıca psikolojik destekler almamız sağlanıyor. Başarılı bir operasyon geçirmiş ve kazazedeyi sağ salim kurtarmışsak, yaşadığımız duygu yoğunluğunu ise tarif edemem… Çok özel, çok derin bir his… Büyük bir mutluluk… 

Diğer AKUT ekipleriyle ne sıklıkta ve ne tür ortak çalışmalar yapıyorsunuz? Hepiniz aynı yetkinlikte misiniz?

Tüm ekiplerin bulundukları bölgelerin gereklilikleriyle paralel olarak, uzmanlık alanları farklılık gösteriyor. Örneğin Karadeniz ekiplerimiz sel arama ve kurtarma operasyonunda, Bingöl ekibimiz karda arama kurtarmada, Ege ekiplerimiz suda arama kurtarmada daha aktif olarak yer almaktadır. Ancak şunu söylemeliyim ki ülke genelindeki 35 ekibimizin çoğunluğu Kentsel Arama Kurtarma (Enkaz Arama Kurtarma) söz konusu olduğunda yeterli ekipman ve eğitimli gönüllüye sahiptir.

Biz bugüne dek AKUT Bozüyük ekibi ile Teknik Kurtarma, AKUT Ankara ekibi ile birlikte Kentsel Arama Kurtarma eğitimleri gerçekleştirdik. 

Bölgenizde, arama ve kurtarma alanında çalışan başka kurumlar, STK’lar, oluşumlar var mı? Varsa acil durumlarda aranızdaki koordinasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

Eskişehir sınırları içinde ciddi bir devlet yapılanması var. Bu nedenle gerek AFAD (T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), gerek JAK (Jandarma Arama Kurtarma Timi) ekipleri, gerek İtfaiye çok koordineli bir biçimde çalışmaktadırlar. Biz de operasyonlarda varsa Kriz masasına, yoksa Kolluk Kuvvetleri’ne bağlı olarak hareket etmekteyiz. Bugüne kadar ortak çalışmalarda herhangi bir koordinasyon sorunu yaşamadık.

Bölgenizdeki yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, özel sektörün, medyanın ve yurttaşların STK’lara, AKUT’a ve gönüllü hizmetlere yaklaşımlarını değerlendirir misiniz? Bu kurumlardan yeteri kadar destek alabiliyor musunuz? Halkın STK’lara ve AKUT’a bakış açısını kendi yaşadığınız bölge için değerlendirir misiniz?

AKUT Eskişehir ekibi olarak kamu kuruşları ile düzenli olarak iletişim halindeyiz. O noktada sıkıntı yaşamayan şanslı ekiplerden biri olduğumuzu söyleyebilirim. Hep birlikte koordineli olarak çalışıyoruz. Özel sektörden de destek alıyoruz.
Bizim yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri; “AKUT” ismi Arama ve Kurtarma tanımlamalarının kısaltılmış haliymiş de tüm arama kurtarma yapanlara AKUT deniyormuş gibi yaygın bir yanlış kanaatin var olması.
AKUT; İstanbul merkezli olarak çalışmalarına devam eden, ülke genelinde 35 ekibi olan, INSARAG üyesi olan AKUT Arama Kurtarma Derneği’nin kısaltılmış adıdır. AKUT dendiğinde ekip olarak sadece bizim algılanmamız gerekir. Ancak yalnızca bizim katıldığımız operasyonlarda bile yerel medya bazen “bütün AKUT ekipleri” gibi söylemlerde bulunarak bizim çalışmamızı genele mal edebiliyor. Yine bir diğer sıkıntımız tanıtımlarımızın yeteri kadar yapılamaması. Halen bazen “burada bir AKUT ekibi var mıydı?” sorusu ile karşılaşabiliyoruz…

Bir STK için tanıtım neden önemli?

En başta, en önemli ihtiyacımız olan insan gücünü karşılayabilmemiz için önemli. Ülkenin en kalabalık 25. şehrinde ve üstelik bir üniversite şehrinde biz 60 kişi olmamalıyız.

Yine tanıtımımız, özel sektöre vereceğimiz ücretli eğitimlerle derneğimize kaynak yaratabilmemiz açısından önemli. Gelecek bağışlar için önemli… Bildiğiniz gibi AKUT kendi kendine yetmeye çalışan ve devletten yahut 3. şahıslardan bir finansal kaynağı olmayan bir kurum. Tahkimat malzemeleri, kurtarma malzemeleri pahalı. Güvenliği her zaman maksimum düzeyde tutmak zorundayız. Bunun için malzeme eksiğimiz olmamalı. Operasyonlara her zaman çok hızlı bir biçimde çıkmalıyız. Bunun için araçlarımız her zaman yeterli sayıda, temiz, bakımlı ve yakıtları dolu olarak hazırda duruyor olmalı… Bu gibi sebeplerle tanıtımımız önemli.

 AKUT, arama kurtarmanın dışında Vakıf, Spor Kulübü, Üniversite Toplulukları, Enstitüsü gibi pek çok farklı kurumsal yapılanmasıyla da hizmetlerini sürdürüyor. Bölgenizde AKUT’un bu tür diğer kurumsal yapılanmalarıyla ilgili siz ne tür projeler gerçekleştiriyorsunuz?

AKUT Eskişehir ekibi olarak Osmangazi ve Anadolu Üniversiteleri içinde öğrenci kulüplerimiz var. Yine AKUT Spor Kulübü içerisinde faaliyet gösteren sporcu gönüllülerimiz de mevcut.

Ekibinizde eksikleriniz, ihtiyaçlarınız nelerdir? AKUT’a katkıda bulunmak isteyen okuyucularımıza ne gibi mesajlar vermek istersiniz?

AKUT Eskişehir ekibi olarak daha kullanışlı ve merkezi bir yerleşkeye ihtiyacımız var. Bu hedefimizi uzun vadede de olsa gerçekleştirebilmek için ekip olarak planlı programlı bir biçimde çalışıyoruz. Eskişehir ekibi olarak her zaman öncelikli ihtiyacımız gönüllülük bilincine sahip insan gücüdür. Yine maddi kaynaklar da önemli tabii ki… Halkımız AKUT web sitesinde belirtilen hesap numarasına her zaman bağış yapabilir. “Bağışın X ekibine aktarılmasını istiyorum” diye yazıldığında merkezimiz bağışı bize ulaştıracaktır.

Hedefiniz yeni bir bina diyebilir miyiz?

Öncelikli hedefimiz korunaklı ve sağlam bir lojistik çadırı alabilmek. Bu şu an için en acil ihtiyacımız. Sonrasında ise evet, yeni bir yerleşkeye yönelik çalışmalarımızı hızlandıracağız.

Halkımız diledikleri zaman gelip ekibimizi, merkezi ziyaret ederek fikir alışverişinde bulunabilir, eksiklerimizi kendileri gözlemleyebilir ve ihtiyaçlarımız noktasında karşılıklı konuşarak bizlere destek verebilirler.

Gençleri zararlı ve faydasız alışkanlıklardan uzak tutmak ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak için STK’lara katılımın ve gönüllülüğü teşvik etmenin önemi ve olumlu etkisi biliniyor. Bir AKUT ekip lideri olarak bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Gençler arasında “büyük gibi davranmak” ve “özenmek” gibi yaygın zaaflar var. Yanı sıra suça yahut yasağa, zararlı alışkanlıklara kolay ulaşılabilen bir dönemde yaşıyoruz. Maalesef ki bütün olumsuz faktörler bir araya gelince gençleri korumak her zaman mümkün olamayabiliyor. Bu tür sıkıntılara müdahale edebilmenin en etkin yolu, daha en baştan sıkıntının önünü kapatmak diye düşünüyorum. Burada da devreye, söylediğiniz gibi STK’lar giriyor. Bizlere büyük görev düşüyor. Sivil Toplum Kuruluşları, toplumların yaşam şekillerini hemen hemen her konuda iyileştirmek için bir fikri olan, bu amacı kendine görev kabul etmiş aydın insanların öncülüğünde kurulmuş, gönüllülük esasıyla çalışan yapılanmalardır.
Gençleri kötü alışkanlıklardan uzak tutmanın en iyi yollarından biri, boş zamanlarını faydalı şeylerle doldurmalarını sağlamak ve onları iyiye, doğruya yöneltmek… Gençleri aramıza almalı; spor, sağlıklı yaşam, birlikte hareket edebilme, insan yaşamına değer verme, hayvanları sevme, doğayı koruma gibi başlıklarda duyarlılık sahibi bireyler olmaları için onlara emek vermeli, yol göstermeliyiz. Ben bu noktada, AKUT Eskişehir Ekip Lideri olarak, ekibimle birlikte, her çalışmaya ve ortaklığa hazır olduğumuzu hem halkımıza, hem öğretmenlerimize, hem de diğer STK’ların yöneticilerine duyurmak isterim. Gençlerle ilgili her projeyi görüşmek üzere bize her zaman ulaşabilirler.    

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Bu çalışma ile bizlere kendimizi tanıtma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Afetsiz günler diliyorum.

 

Mete Kızıl / AKUT Eskişehir Ekip Lideri
AKUT Basın İlişkileri Birimi


DESTEK VERENLER